Keratokonus, korneanın incelmesi ve kornea yüzeyindeki düzensizlikler ile karakterizedir. Kornea, gözünüzün ön kısmındaki berrak, dış tabakadır. Korneanın orta katmanı ise çoğunlukla su ve kolajen proteinlerinden oluşmaktadır ve bu katman korneanın en kalın kısmıdır. Kolajen, korneayı güçlü ve esnek hale getirir ve düzenli, yuvarlak şeklini korumasına yardımcı olur. Sağlıklı kornea, ışığı odaklayarak net görebilmenizi sağlamaktadır. Keratokonus hastalığı sonucunda kornea incelerek ve düzensiz bir koni şeklini almakta, bunun sonucunda görme kaybına neden olmaktadır.
Keratokonus genellikle ergenlik çağında başlar ve 30'lu yaşların ortalarına doğru ağırlaşır. Hastalığın ne kadar hızlı ilerleyeceğini veya ilerleyip ilerlemeyeceğini tahmin etmenin bir yolu yoktur. Keratokonus her iki gözü de etkileyebilmektedir, ancak genellikle gözlerden biri diğerinden daha şiddetli etkilenir.
Keratokonus hastalığı üstüne yıllardır araştırmalar gerçekleştirilmesine ragmen hastalık hala tam olarak anlaşılamamıştır. Keratokonusun kesin nedeni bilinmemekle birlikte, hastalığa yatkınlığın doğumda mevcut olduğuna inanılmaktadır. Keratokonustaki yaygın bir bulgu, korneada kollajen kaybıdır. Bunun nedeni, kornea hücreleri tarafından kornea dokusunun üretimi ve tahrip edilmesi arasındaki dengesizlik olabilir.
Aşağıdakiler keratokonus gelişme riskini artırabilir:
Birçok keratokonus hastası, hastalığa sahip olduğunun farkında değildir. En erken gözlenen belirti, hafif bir görme bulanıklığı, kolayca düzeltilemeyen ve gittikçe zayıflayan görme yeteneğidir.
Diğer keratokonus semptomları şunları içerir:
· Işıkların etrafında parlama ve haleler görüntüleri
· Geceleri görmede güçlük
· Göz ağrısına bağlı göz tahrişi veya baş ağrısı
· Parlak ışığa karşı hassasiyet
· Görme yeteneğinde ani kayıp veya bulanık görme
Doktorunuz tarafından alınan tıbbi geçmişiniz ve gerçekleştirilecek göz muayenesine ek olarak, göz doktorunuz keratokonusu teşhis etmek için aşağıdaki testleri yapabilir:
Keratokonus tedavisi, hastalığın evresine göre planlanmakta ve görmenin düzeltilmesine odaklanmaktadır.
Erken aşamadaki keratokonus için mevcut tedavi, miyopluk ve astigmat tedavisi için gözlük kullanımını içerir. Keratokonus ilerledikçe ve kötüleştikçe, gözlükler artık net görüş sağlayamaz hale gelir ve hastalar sert bir kontakt lens kullanmak zorunda kalır.
Progresif keratokonus, korneal kollajen çapraz bağlanması ile tedavi edilebilir. Bu tek seferlik prosedür, göze bir B vitamini solüsyonunun uygulanmasını ve yaklaşık 30 dakika sonrasında bu vitaminin ultraviyole ışıkla aktifleştirilmesini içerir. Bu şekilde yeni kolajen bağları oluşur, hasarlı bölgeler iyileşir ve korneanın gücü ve şekli korunur.
Tedavi korneayı tamamen iyileştiremezken, görme yeteneğinizin daha kötüleşmesini önleyebilir. Prosedür, riboflavinin kornea dokusuna daha kolay nüfuz etmesini sağlamak için korneanın ince dış tabakasının (epitel) çıkarılmasını gerektirebilir.
· Kornea halkası. Şiddetli keratoconus varlığında, standart kontakt lens kullanımı çok rahatsız edici olabilmektedir. İntaclar, korneanın yüzeyini düzleştirmek için kullanılan ve daha iyi görüş sağlayan implante edilebilir, plastik, C-şekilli halkalardır. Ayrıca kontakt lensin daha iyi oturmasını da sağlayabilir. İşlem yaklaşık 15 dakika sürer.
· Kornea nakli. Kornea naklinde, donörden alınan kornea hastanın hasar görmüş korneasının yerine yerleştirilir. Kornea nakilleri genellikle ayakta tedavi şeklinde gerçekleştirilir ve tamamlanması yaklaşık bir saat sürer. Nakilden sonra yaklaşık üç ila altı ay hasta bulanık görebilir, nakil reddini önlemek için ilaç alınması gerekmektedir. Hemen hemen tüm durumlarda, nakil ameliyatından sonra en sağlıklı görüntüyü sağlamak için gözlük veya kontakt lens kullanımı gereklidir.
Keratokonus oluşumunun önlenmesi için gerçekleştirilebilecek herhangi bir koruyucu tedavi bulunmamaktadır.