TR
ENARFA RU
INTERNATIONAL PATIENTS

ŞEKER HASTALIĞI (DİYABET) NEDİR? BELİRTİLERİ VE TEDAVİSİ

Diyabet Nedir?

Diyabet, vücudunuzun kan şekerini (glikoz) nasıl kullandığını etkileyen bir grup hastalığı ifade eder. Glikoz sağlığınız için hayati önem taşır çünkü kaslarınızı ve dokularınızı oluşturan hücreler için önemli bir enerji kaynağıdır. Aynı zamanda beyninizin de ana enerji kaynağıdır.

Diyabetin altında yatan neden diyabetin türüne göre değişir. Ancak, şeker hastalığınızın türü ne olursa olsun, hastalık kanınızda şeker miktarının aşırı yükselmesine neden olabilir. Kanınızda çok fazla miktarda şeker bulunması ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Kronik diyabet koşulları, tip 1 diyabet ve tip 2 diyabeti içerir. Potansiyel olarak geri döndürülebilir diyabet durumları arasında prediyabet ve gestasyonel diyabet bulunur. Prediyabet, kan şekeri seviyeleriniz normalden yüksek olduğunda, ancak diyabet olarak sınıflandırılacak kadar yüksek olmadığında ortaya çıkar. Ve ilerlemeyi önlemek için uygun önlemler alınmadıkça, prediyabet genellikle diyabet hastalığına dönüşür. Gestasyonel diyabet ise hamilelik sırasında ortaya çıkar, ancak bebek doğduktan sonra düzelebilir.

Diyabet Neden Olur?

Diyabeti anlamak için öncelikle glikozun vücutta normal olarak nasıl işlendiğini anlamalısınız.

İnsülin nasıl çalışır?

İnsülin, midenin (pankreas) arkasında ve altında bulunan bir bezden üretilen hormondur.

  • Pankreas kan dolaşımına insülin salgılar.
  • İnsülin kanınızda dolaşır ve şekerin hücrelerinize girmesini sağlar.
  • İnsülin kan dolaşımınızdaki şeker miktarını düşürür.
  • Kan şekeri seviyeniz düştükçe pankreasınızdan insülin salgılanması da düşer.

Glikozun rolü

Glikoz kasları ve diğer dokuları oluşturan hücreler için bir enerji kaynağıdır.

  • Glikoz tükettiğiniz yiyecekler ve karaciğeriniz olmak üzere başlıca bu iki kaynaktan gelir.
  • Şeker, insülin yardımıyla hücrelere gireceği kan dolaşımına emilir.
  • Karaciğeriniz glikoz depolar ve üretir.
  • Glikoz seviyeleriniz düşük olduğunda, örneğin bir süredir yemek yemediğinizde, karaciğer glikoz seviyenizi normal bir aralıkta tutmak için depolanmış glikojeni glikoza dönüştürür.

Tip 1 diyabetin nedenleri

Tip 1 diyabetin kesin nedeni bilinmemektedir. Bilinen şu ki, normalde zararlı bakteri veya virüslerle savaşan bağışıklık sisteminiz hastalık varlığında pankreastaki insülin üreten hücrelere saldırır ve onları yok eder. Bunun sonucunda vücutta çok az veya hiç insülin bırakmaz. Kanınızdaki şekerler insülin bulamadığı için hücrelere giremez ve kanda birikmeye devam eder.

Tip 1 diyabetin genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklandığı düşünülmektedir, ancak bu faktörlerin tam olarak ne olduğu hala belirsizdir. Kilonun tip 1 diyabette bir risk faktörü olduğuna inanılmamaktadır.

Prediyabet ve tip 2 diyabetin nedenleri

Tip 2 diyabete yol açabilen prediyabette ve tip 2 diyabette hücreleriniz insülinin etkisine karşı dirençli hale gelir ve pankreasınız bu direncin üstesinden gelmek için yeterli insülin üretemez. Enerji için gerekli olan şeker hücrelerinize girmek yerine, kan dolaşımınızda birikir.

Tip 2 diyabetin gelişiminde genetik ve çevresel faktörlerin de rol oynadığına inanılsa da, bu hastalığın tam olarak neden oluştuğu belirsizdir. Fazla kilolu olmak, tip 2 diyabet gelişimi ile güçlü bir şekilde bağlantılıdır, ancak tip 2 olan herkes aşırı kilolu değildir.

Gestasyonel diyabetin nedenleri

Hamilelik sırasında, plasenta hamileliğinizi sürdürmek için hormonlar üretir. Bu hormonlar hücrelerinizi insüline karşı daha dirençli hale getirir.

Normalde pankreasınız bu direncin üstesinden gelmek için ekstra insülin üreterek yanıt verir. Ama bazen pankreasınız bunu gerçekleştirmez. Bu olduğunda, hücrelerinize çok az glikoz girer ve kanınızda çok fazla şeker kalır. Bunun sonucunda gestasyonel diyabet oluşur.

Diyabet İçin Risk Faktörleri

Diyabet için risk faktörleri diyabetin tipine bağlıdır.

Tip 1 diyabet için risk faktörleri

Tip 1 diyabetin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, tip 1 diyabet oluşumuna işaret edebilecek faktörler şunlardır:

  • Ailede diyabet öyküsü. Bir ebeveyn veya kardeşte tip 1 diyabet varsa tip 1 diyabet hastalığı için riskiniz artar.
  • Çevresel faktörler. Viral bir hastalığa maruz kalma gibi durumların tip 1 diyabette gelişiminde rol oynadığı düşünülmektedir.
  • Zararlı bağışıklık sistemi hücrelerinin (otoantikorlar) varlığı. Bazen tip 1 diyabetli kişilerin aile üyeleri, diyabet otoantikorlarının varlığı için test edilir. Bu otoantikorlara sahipseniz, tip 1 diyabet geliştirme riskiniz artar. Ancak bu otoantikorlara sahip olan herkes diyabet geliştirmez.

Prediyabet ve tip 2 diyabet için risk faktörleri

Araştırmacılar, bazı insanların neden prediyabet ve tip 2 diyabet geliştirdiğini ve diğerlerinin neden geliştirmediğini tam olarak çözememiştir. Bununla birlikte, aşağıdakiler de dahil olmak üzere belirli faktörlerin riski artırdığı açıktır:

  • Kilo. Vücudunuzdaki yağ dokusu miktarı arttıkça hücreleriniz insüline daha dirençli hale gelir.
  • Hareketsizlik. Ne kadar az aktif olursanız, riskiniz o kadar yüksek olur. Fiziksel aktivite kilonuzu kontrol etmenize yardımcı olur, glikozu enerji olarak kullanır ve hücrelerinizi insüline daha duyarlı hale getirir.
  • Aile öyküsü. Bir ebeveyn veya kardeşte tip 2 diyabet varsa hastalığı geliştirme riskiniz artar.
  • Irk veya etnik köken. Nedeni belli olmasa da, Siyah, Hispanik, Amerikan Kızılderili ve Asyalı Amerikalılar da dahil olmak üzere bazı insanlar tip 2 diyabet için daha yüksek risk altındadır.
  • Yaş. Yaşlandıkça tip 2 diyabet riskiniz artar. Bunun nedeni, yaşlandıkça daha az egzersiz yapma, kas kütlesi kaybetme ve kilo alma eğilimi olabilir. Ancak tip 2 diyabetin görülme sıklığı çocuklar, ergenler ve genç yetişkinler arasında da artmaktadır.
  • Gestasyonel diyabet. Hamileyken gestasyonel diyabet geliştirdiyseniz, prediyabet ve tip 2 diyabet geliştirme riskiniz artar. 9 kilodan (4 kilogram) daha ağır bir bebek doğurmak da tip 2 diyabet riskini arttırmaktadır.
  • Polikistik over sendromu. Kadınlar için, düzensiz adet dönemleri, aşırı tüylenme ve obezite ile karakterize yaygın bir durum olan polikistik over sendromuna sahip olmak tip 2 diyabet riskini artırır.
  • Yüksek tansiyon. 140/90 milimetre civa (mm Hg) üzerinde tansiyona sahip olmak, artan tip 2 diyabet riski ile ilişkilendirilmiştir.
  • Anormal kolesterol ve trigliserit seviyeleri. Düşük seviyelerde yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL) veya "iyi" kolesterolünüz varsa, tip 2 diyabet riskiniz daha yüksektir. Trigliseritler, kanda taşınan başka bir yağ türüdür. Yüksek düzeyde trigliserit olan kişilerde tip 2 diyabet riski daha yüksektir. 

Gestasyonel diyabet için risk faktörleri

Hamile kadınlarda gestasyonel diyabet gelişebilir. Bazı kadınlar diğerlerinden daha fazla risk altındadır. Gestasyonel diyabet için risk faktörleri şunları içerir:

  • Yaş. 25 yaşından büyük kadınlar diğerlerine göre daha yüksek risk altındadır.
  • Aile veya kişisel geçmiş. Tip 2 diyabetin öncüsü olan prediyabetiniz varsa veya ebeveyn, kardeş gibi yakın bir aile üyenizde tip 2 diyabet varsa gestasyonel diyabet geliştirme riskiniz artar. Ayrıca, önceki bir hamilelik sırasında gestasyonel diyabetiniz varsa, çok kilolu bir bebek doğurduysanız veya açıklanamayan bir ölü doğumunuz varsa da daha gestasyonel diyabet açısından büyük risk altındasınız.
  • Ağırlık. Hamilelikten önce fazla kilolu olmak riskinizi artırır.
  • Irk veya etnik köken. Bilinmeyen nedenlerden dolayı, Siyah, Hispanik, Amerikan Kızılderili veya Asyalı Amerikalı kadınların gestasyonel diyabet geliştirme olasılığı daha yüksektir.

Diyabet Belirtileri

Diyabet hastalığının belirtileri, kan şekerinizin ne kadar yükseldiğine bağlı olarak değişir. Bazı kişilerde, özellikle prediyabetli veya tip 2 diyabetlilerde bazen hiç bir belirti görülmeyebilir. Tip 1 diyabette belirtiler hızla ortaya çıkma ve daha şiddetli olma eğilimindedir.

Tip 1 diyabet ve tip 2 diyabetin bazı belirtileri şunlardır:

  • Artan susuzluk hissi
  • Sık idrara çıkma
  • Aşırı açlık hissi
  • Açıklanamayan kilo kaybı
  • İdrarda ketonların varlığı (ketonlar, yeterli insülin olmadığında meydana gelen kas ve yağın parçalanmasının bir yan ürünüdür)
  • Yorgunluk
  • Sinirlilik
  • Bulanık görme
  • Yavaş iyileşen yaralar
  • Diş etleri, cilt enfeksiyonları ve vajinal enfeksiyonlar gibi sık görülen enfeksiyonların varlığı

Tip 1 diyabet her yaşta gelişebilir, ancak sıklıkla çocukluk veya ergenlik döneminde ortaya çıkar. Daha yaygın olan tip 2 diyabet de her yaşta gelişebilir, ancak 40 yaşından büyük kişilerde daha sık görülür.

Ne zaman doktora görünmeli

  • Sizde veya çocuğunuzda diyabet olabileceğinden şüpheleniyorsanız. Herhangi bir olası diyabet belirtisi fark ederseniz, doktorunuzla iletişime geçin. Durum ne kadar erken teşhis edilirse, tedavi o kadar erken başlayabilir.
  • Zaten diyabet teşhisi konduysanız. Teşhisinizi aldıktan sonra, kan şekeri seviyeleriniz stabilize olana kadar yakın tıbbi takibe ihtiyacınız olacaktır.

Diyabetin Olası Komplikasyonları

Diyabetin uzun vadeli komplikasyonları yavaş yavaş gelişir. Diyabetiniz ne kadar uzun sürerse ve kan şekerinizi ne kadar az kontrol altında tutarsanız, komplikasyon riski o kadar yüksek olur. Sonunda, diyabet komplikasyonları sizi sakat bırakabilir veya hatta yaşamı tehdit edebilir. Olası komplikasyonlar şunları içerir:

  • Kalp-damar hastalığı. Diyabet, göğüs ağrısı (anjina) ile seyreden koroner arter hastalığı, kalp krizi, felç ve arterlerin daralması (ateroskleroz) dahil olmak üzere çeşitli kardiyovasküler problemlerin riskini önemli ölçüde artırır. Şeker hastalığınız varsa, kalp hastalığı veya felç geçirme olasılığınız daha yüksektir.
  • Sinir hasarı (nöropati). Aşırı şeker, özellikle bacaklarınızdaki sinirlerinizi besleyen küçük kan damarlarının (kılcal damarlar) duvarlarına zarar verebilir. Bu, genellikle ayak parmaklarının veya parmakların uçlarında başlayan ve yavaş yavaş yukarı doğru yayılan karıncalanma, uyuşma, yanma veya ağrıya neden olabilir. Tedavi edilmezse, etkilenen uzuvlardaki tüm hisleri kaybedebilirsiniz. Sindirimle ilgili sinirlerin zarar görmesi mide bulantısı, kusma, ishal veya kabızlık sorunlarına neden olabilir. Erkeklerde diyabet erektil disfonksiyona (sertleşme bozukluğu) neden olabilir.
  • Böbrek hasarı (nefropati). Böbrekler, kanınızdaki atıkları filtreleyen milyonlarca küçük kan damarı kümesi (glomerül) içerir. Şeker hastalığı bu hassas filtreleme sistemine zarar verebilir. Şiddetli hasar, böbrek yetmezliğine veya diyaliz, böbrek nakli gerektirebilecek geri dönüşü olmayan böbrek hastalığına yol açabilir.
  • Göz hasarı (retinopati). Diyabet, retinanın kan damarlarına zarar vererek (diyabetik retinopati), potansiyel olarak körlüğe yol açabilir. Diyabet, katarakt ve glokom gibi diğer ciddi görme koşullarının riskini de artırır.
  • Ayak bölgesi problemleri. Ayaklardaki sinir hasarı veya ayaklara zayıf kan akışı, çeşitli ayak bölgesi komplikasyonları riskini artırır. Tedavi edilmeyen kesikler ve yaralar, genellikle kötü iyileşen ciddi enfeksiyonlar geliştirebilir. Bu enfeksiyonlar nihayetinde ayak parmağı, ayak veya bacak amputasyonu ile sonuçlanabilir.
  • Cilt problemleri. Diyabet, sizi bakteri ve mantar enfeksiyonları da dahil olmak üzere cilt hastalıklarına daha duyarlı hale getirebilir.
  • İşitme bozukluğu. İşitme sorunları diyabetli kişilerde daha sık görülür.
  • Alzheimer hastalığı. Tip 2 diyabet, Alzheimer hastalığı ve bunama riskini artırabilir. Kan şekeri kontrolünüz ne kadar zayıfsa, risk o kadar yüksektir. 
  • Depresyon. Tip 1 ve tip 2 diyabetli kişilerde depresyon belirtileri yaygındır. Depresyon diyabet hastalığının yönetimini etkileyebilir.

Gestasyonel diyabet komplikasyonları

Gestasyonel diyabetli kadınların çoğu sağlıklı bebekler doğurur. Ancak tedavi edilmeyen veya kontrol altında tutulmayan kan şekeri seviyeleri sizin ve bebeğiniz için sorunlara neden olabilir.

Bebeğinizde aşağıdaki komplikasyonlar, gestasyonel diyabetin bir sonucu olarak ortaya çıkabilir:

  • Aşırı büyüme. Ekstra glikoz, plasentayı geçebilir ve bu da bebeğinizin pankreasını ekstra insülin üretmesi için tetikler. Bu, bebeğinizin çok büyümesine (makrozomi) neden olabilir. Çok büyük bebeklerin doğumunun sezaryan ile olması olasıdır.
  • Düşük kan şekeri. Bazen gestasyonel diyabetli annelerin bebeklerinde, kendi insülin üretimleri yüksek olduğu için doğumdan kısa bir süre sonra düşük kan şekeri (hipoglisemi) gelişir. Hızlı besleme ve bazen intravenöz glikoz solüsyonu bebeğin kan şekeri seviyesini normale döndürebilir.
  • Hayatın ilerleyen dönemlerinde tip 2 diyabet. Gestasyonel diyabetli annelerin bebeklerinin ileriki yaşlarda obezite ve tip 2 diyabet geliştirme riski daha yüksektir.
  • Ölüm. Tedavi edilmeyen gestasyonel diyabet, doğumdan önce veya kısa bir süre sonra bebeğin ölümüne neden olabilir.

Annedeki komplikasyonlar, aşağıdakiler de dahil olmak üzere, gestasyonel diyabetin bir sonucu olarak ortaya çıkabilir:

  • Preeklampsi. Bu durum yüksek tansiyon, idrarda aşırı protein ve bacaklarda, ayaklarda şişme ile karakterizedir. Preeklampsi hem anne hem de bebek için ciddi ve hatta yaşamı tehdit eden komplikasyonlara yol açabilir.
  • Sonraki gebeliklerde artan gestasyonel diyabet riski. Bir hamilelikte gestasyonel diyabetiniz olduğunda, bir sonraki hamilelikte bunu tekrar yaşama olasılığınız daha yüksektir. Ayrıca yaşlandıkça diyabet - tipik olarak tip 2 diyabet - geliştirme olasılığınız daha yüksektir.

Diyabet Tanısı Nasıl Konulur?

Tip 1 diyabet belirtileri genellikle aniden ortaya çıkar ve genellikle kan şekeri seviyelerinin kontrol edilmesinin nedenidir. Diğer diyabet ve prediyabet türlerinin semptomları daha yavaş ortaya çıkmakta ve bazen belirgin olmamaktadır. Genellikle aşağıdaki koşulları karşılayan kişilerin diyabet için taranması önerilmektedir.

  • Yaşına bakılmaksızın vücut kitle indeksi 25'in üzerinde olanyüksek tansiyon, anormal kolesterol seviyeleri, hareketsiz yaşam tarzı, polikistik over sendromu veya kalp hastalığı öyküsü gibi ek risk faktörlerine sahip olan kişiler, ve diyabetli yakın bir akrabası olan kişiler.
  • 45 yaşından büyük herkesin ilk kan şekeri taramasından geçmesi ve ardından sonuçlar normalse daha sonra her üç yılda bir taranması tavsiye edilir.
  • Gestasyonel diyabeti olan kadınların her üç yılda bir diyabet taraması yaptırması önerilir.
  • Prediyabet teşhisi konan herkesin her yıl test yaptırması tavsiye edilir.

Tip 1 ve tip 2 diyabet ve prediyabet testleri

  • Glike hemoglobin (A1C) testi. Açlık gerektirmeyen bu kan testi, son iki ila üç aydaki ortalama kan şekeri seviyenizi gösterir. Kırmızı kan hücrelerinde oksijen taşıyan protein olan hemoglobine bağlı kan şekeri yüzdesini ölçer. İki ayrı testte A1C seviyesinin %6,5 veya daha yüksek olması diyabetiniz olduğunu gösterir. % 5,7 ile 6,4 arasında bir A1C, prediyabeti gösterir. 5.7'nin altı ise normal kabul edilir.

A1C test sonuçları tutarlı değilse, test yapılamıyorsa veya A1C testini hatalı hale getirebilecek belirli koşullarınız varsa - örneğin hamileyseniz veya yaygın olmayan bir hemoglobin formunuz varsa (hemoglobin varyantı olarak bilinir) — doktorunuz şeker hastalığını teşhis etmek için aşağıdaki testleri kullanabilir:

  • Rastgele kan şekeri testi. Rastgele bir zamanda bir kan örneği alınacaktır. En son ne zaman yemek yediğinize bakılmaksızın, desilitre başına 200 miligram (mg/dL) - litre başına 11,1 milimol (mmol/L) veya daha yüksek bir kan şekeri seviyesi diyabeti gösterir.
  • Açlık kan şekeri testi. Bir gecelik açlıktan sonra sizden bir kan örneği alınacaktır. 100 mg/dL'den (5,6 mmol/L) düşük bir açlık kan şekeri seviyesi normaldir. 100 ila 125 mg/dL (5,6 ila 6,9 mmol/L) arasında açlık kan şekeri seviyesi prediyabet olarak kabul edilir. İki ayrı testte sonuç 126 mg/dL (7 mmol/L) veya daha yüksekse diyabetiniz var demektir.
  • Oral glikoz tolerans testi. Bu test için gece boyunca aç kalırsınız ve açlık kan şekeri seviyesi ölçülür. Ardından şekerli bir sıvı içersiniz ve sonraki iki saat boyunca kan şekeri seviyeleri periyodik olarak test edilir. 140 mg/dL'den (7.8 mmol/L) düşük bir kan şekeri seviyesi normaldir. İki saat sonra 200 mg/dL'den (11.1 mmol/L) fazla çıkan sonuç ise diyabeti gösterir. 140 ve 199 mg/dL (7,8 mmol/L ve 11,0 mmol/L) arasındaki bir sonuç prediyabete işaret eder.

Tip 1 diyabetten şüpheleniliyorsa, vücutta mevcut glikozu (ketonlar) kullanmak için yeterli insülin olmadığı için kas ve yağ dokusu enerji için kullanıldığında üretilen bir yan ürünün varlığını araştırmak amacıyla idrarınız test edilecektir. Doktorunuz ayrıca otoantikor adı verilen tip 1 diyabetle ilişkili yıkıcı bağışıklık sistemi hücrelerine sahip olup olmadığınızı görmek için bir test yapacaktır.

Gestasyonel diyabet için testler

Doktorunuz muhtemelen hamileliğinizin erken dönemlerinde gestasyonel diyabet açısından risk faktörlerinizi değerlendirecektir:

  • Gestasyonel diyabet riskiniz yüksekse – örneğin, hamileliğinizin başlangıcında obezseniz; önceki bir hamilelik sırasında gestasyonel diyabetiniz varsa; veya diyabetli bir anneniz, babanız, kardeşiniz veya çocuğunuz varsa doktorunuz ilk doğum öncesi ziyaretinizde diyabet testi yapabilir.
  • Ortalama gestasyonel diyabet riski altındaysanız, muhtemelen ikinci üç aylık döneminizde - tipik olarak 24 ila 28. gebelik haftaları arasında - gestasyonel diyabet için bir tarama testi gerçekleştirilir.

Diyabet Tedavisi

Hangi tip diyabetiniz olduğuna bağlı olarak, kan şekeri takibi, insülin ve ağızdan alınan ilaçlar veya bu ilaçların kombinasyonu tedavinizde kullanılabilir. Sağlıklı bir diyet, sağlıklı kilonuzu korumak ve düzenli egzersiz yapmak da diyabetin yönetiminde önemli faktörlerdir.

Tüm diyabet türleri için kullanılan tedaviler

Diyabeti hastalığı ile başa çıkmanın en önemli yolu, sağlıklı bir diyet ve egzersiz planıyla sağlıklı kiloyu korumaktır:

  • Sağlıklı beslenme. Popüler algının aksine, spesifik bir diyabet diyeti yoktur. Diyetinizi daha fazla meyve, sebze, yağsız protein ve kepekli tahıllar (beslenme ve lif bakımından yüksek, yağ ve kalorisi düşük gıdalar) üzerine odaklamanız ve doymuş yağları, rafine karbonhidratları ve tatlıları azaltmanız gerekecek. Yine de neyi ve ne kadar tüketeceğinizi planlamak zor olabilir. Bir diyetisyen, sağlık hedeflerinize, yiyecek tercihlerinize ve yaşam tarzınıza uygun bir yemek planı oluşturmanıza yardımcı olabilir. 
  • Fiziksel aktivite. Herkesin düzenli egzersiz yapmaya ihtiyacı vardır. Egzersiz, şekeri enerji üretimi için kullanılacağı hücrelerinize taşıyarak kan şekeri seviyenizi düşürür. Egzersiz ayrıca insüline duyarlılığınızı artırır, bu da vücudunuzun şekeri hücrelerinize taşımak için daha az insüline ihtiyaç duyacağı anlamına gelir. Doktorunuzun ile egzersiz yapıp yapamayacağınız hakkında konuşun. Ardından yürüyüş, yüzme veya bisiklete binme gibi hoşunuza giden aktiviteleri seçin. En önemli şey, fiziksel aktiviteyi günlük rutininizin bir parçası haline getirmektir. Haftanın çoğu günü en az 30 dakika aerobik egzersizi veya haftada en az 150 dakika orta düzeyde fiziksel aktiviteyi hedefleyin. Aktivite nöbetleri günde üç kez 10 dakika kadar da sürebilir. Bir süredir aktif değilseniz, yavaş zorlukda başlayın ve seviyeyi kademeli olarak artırın. Ayrıca çok uzun süre oturmaktan kaçının.

Tip 1 ve tip 2 diyabetin tedavisi

Tip 1 diyabet tedavisi, insülin enjeksiyonlarını veya bir insülin pompasının kullanımını, sık kan şekeri kontrollerini ve karbonhidrat sayımını içerir. Tip 2 diyabet tedavisi ise öncelikle yaşam tarzı değişiklikleri, kan şekerinizin izlenmesi ve diyabet ilaçları, insülin veya her ikisinin birlikte kullanımını içerir.

  • Kan şekerinizin izlenmesi. Tedavi planınıza bağlı olarak, kan şekerinizi günde dört defaya kadar veya insülin alıyorsanız daha sık olarak kontrol edebilir ve kaydedebilirsiniz. Kan şekeri seviyenizin hedef aralığınız içinde kaldığından emin olmanın tek yolu dikkatli izlemedir. Kan şekeri seviyenizi dikkatli bir şekilde takip etseniz bile, kan şekeri seviyeleri bazen öngörülemeyen bir şekilde değişebilir. Diyabet tedavi ekibinizin yardımıyla, kan şekeri seviyenizin gıda, fiziksel aktivite, ilaç, hastalık, alkol, stres ve kadınlarda hormon seviyelerindeki dalgalanmalara tepki olarak nasıl değiştiğini öğreneceksiniz. Günlük kan şekeri takibine ek olarak, doktorunuz muhtemelen son iki ila üç aydaki ortalama kan şekeri seviyenizi ölçmek için düzenli A1C testi önerecektir. Tekrarlanan günlük kan şekeri testleri ile karşılaştırıldığında, A1C testi diyabet tedavi planınızın genel olarak ne kadar iyi çalıştığını daha iyi gösterir. Yüksek bir A1C seviyesi, oral ilaç, insülin rejimi veya yemek planınızda bir değişiklik ihtiyacını işaret edebilir. Hedef A1C seviyesi hedefiniz yaşınıza ve sahip olabileceğiniz diğer tıbbi durumlar gibi çeşitli diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. Bununla birlikte, diyabetli çoğu insan için %7'nin altında bir A1C seviyesi önermektedir. 

  • İnsülin. Tip 1 diyabetli kişiler hayatta kalmak için insülin tedavisine ihtiyaç duyarlar. Tip 2 diyabetli veya gestasyonel diyabetli birçok kişinin de insülin tedavisine ihtiyacı vardır. Kısa etkili (düzenli insülin), hızlı etkili insülin, uzun etkili insülin ve ara seçenekler dahil olmak üzere birçok insülin türü mevcuttur. İhtiyaçlarınıza bağlı olarak, doktorunuz gündüz ve gece boyunca kullanmak üzere insülin türlerinin bir karışımını reçete edebilir. Mide enzimleri insülinin etkisine müdahale ettiğinden insülin kan şekerini düşürmek için ağızdan alınamaz. Genellikle insülin, ince bir iğne, şırınga ya da büyük bir tükenmez kaleme benzeyen bir insülin kalemi kullanılarak enjekte edilir. Bir insülin pompasının kullanımı da bir seçenek olabilir. Pompa, vücudunuzun dışına takılan küçük bir cep telefonu boyutunda bir cihazdır. Bir tüp, insülin rezervuarını karnınızın derisinin altına yerleştirilen bir katetere bağlar.
  • Ağızdan alınabilen ilaçlar ve diğer ilaçlar. Bazen başka oral veya enjekte edilen ilaçlar da reçete edilir. Bazı diyabet ilaçları pankreasınızı daha fazla insülin üretmesi için uyarır. Diğerleri ise karaciğerinizden glikoz üretimini ve salınımını engeller, bu da şekeri hücrelerinize taşımak için daha az insüline ihtiyacınız olacağı anlamına gelir. SGLT2 inhibitörleri olarak adlandırılan başka bir ilaç sınıfı kullanılabilir. Böbreklerin şekeri kana geri emmesini önleyerek çalışırlar. Bunun yerine, şeker idrarla atılır.
  • Transplantasyon. Tip 1 diyabetli bazı kişilerde pankreas nakli bir tedavi seçeneği olabilir. Başarılı bir pankreas nakli sonrasında artık insülin tedavisine ihtiyacınız olmayacaktır. Ancak nakiller her zaman başarılı olmaz ve bu prosedürler ciddi riskler taşır. Organ reddini önlemek için ömür boyu bağışıklık baskılayıcı ilaç kullanmaya ihtiyacınız olacaktır. Bu ilaçların ciddi yan etkileri olabilir, bu nedenle nakiller genellikle diyabeti kontrol edilemeyen veya böbrek nakline ihtiyaç duyan kişiler için yapılır.
  • Bariatrik cerrahi. Özellikle tip 2 diyabet tedavisi olarak düşünülmese de, obez olan ve vücut kitle indeksi 35'in üzerinde olan tip 2 diyabetli kişiler bu tip ameliyatlardan yararlanabilir. Gastrik bypass geçiren insanlarda kan şekeri seviyelerinde önemli gelişmeler görülmektedir. Bununla birlikte, bu prosedürün tip 2 diyabet için uzun vadeli riskleri ve faydaları henüz bilinmemektedir.

Gestasyonel diyabet tedavisi

Kan şekeri seviyenizi kontrol etmek, bebeğinizi sağlıklı tutmak ve doğum sırasında oluşabilecek komplikasyonları önlemek için çok önemlidir. Sağlıklı bir diyet ve egzersiz yapmanın yanı sıra, tedavi planınız kan şekerinizi izlemeyi ve bazı durumlarda insülin veya oral ilaçlar kullanmayı içerebilir.

Doktorunuz ayrıca doğum sırasında da kan şekeri seviyenizi izleyecektir. Kan şekeriniz yükselirse, bebeğiniz doğumdan hemen sonra kan şekerinin düşmesine neden olabilecek yüksek düzeyde insülin salgılayabilir.

Prediyabet tedavisi

Prediyabetiniz varsa, sağlıklı yaşam tarzı seçimleri kan şekeri seviyenizi normale döndürmenize veya en azından tip 2 diyabette görülen seviyelere yükselmesini engellemenize yardımcı olabilir. Egzersiz ve sağlıklı beslenme yoluyla sağlıklı bir kiloyu korumanız size yardımcı olabilir. Haftada en az 150 dakika egzersiz yapmak tip 2 diyabeti önleyebilir veya geciktirebilir.

Diğer durumlarda, kolesterolü kontrol eden ilaçlar - özellikle statinler - ve yüksek tansiyon ilaçları gereklidir. Yüksek risk altındaysanız, doktorunuz kardiyovasküler hastalığı önlemeye yardımcı olmak için düşük doz aspirin tedavisi reçete edebilir. Bununla birlikte, sağlıklı yaşam tarzı seçimleri tedavide anahtar rolü oynamaya devam ediyor.

Diyabet Hastalarında Tehlike Belirteçleri

Kan şekerinizi pek çok faktör etkileyebileceğinden, bazen acil bakım gerektiren sorunlar ortaya çıkabilir, örneğin:

  • Yüksek kan şekeri (hiperglisemi). Kan şekeri seviyeniz, çok fazla yemek yemek, hasta olmak veya yeterince glikoz düşürücü ilaç almamak gibi birçok nedenden dolayı yükselebilir. Kan şekeri seviyenizi doktorunuzun belirttiği şekilde kontrol edin ve yüksek kan şekerinin sık idrara çıkma, artan susuzluk, ağız kuruluğu, bulanık görme, yorgunluk ve mide bulantısı gibi belirti ve semptomlarını izleyin. Hipergliseminiz varsa yemek planınızı, ilaçlarınızı veya her ikisini birlikte düzenlemeniz gerekir.
  • İdrarınızda artan ketonlar (diyabetik ketoasidoz). Hücreleriniz enerjiye açsa, vücudunuz yağları parçalamaya başlayabilir. Bu, ketonlar olarak bilinen toksik asitler üretir. İştahsızlık, halsizlik, kusma, ateş, mide ağrısı ve tatlı, meyve gibi kokan nefes gibi belirtilere dikkat edin. Reçetesiz satılan bir keton test kiti ile idrarınızda fazla keton olup olmadığını kontrol edebilirsiniz. İdrarınızda fazla keton varsa, hemen doktorunuza danışın veya acil yardım isteyin. Bu durum tip 1 diyabetli kişilerde daha sık görülür.
  • Hiperglisemik hiperosmolar nonketotik sendrom. Bu yaşamı tehdit eden durumun belirti ve semptomları arasında 600 mg/dL (33,3 mmol/L) üzerinde kan şekeri, ağız kuruluğu, aşırı susama, ateş, uyuşukluk, kafa karışıklığı, görme kaybı ve halüsinasyonlar yer alır. Hiperosmolar sendroma, kanı kalın hale getiren gök yüksek kan şekeri neden olur. Tip 2 diyabetli kişilerde görülür. Bu durumun belirtileri  varsa doktorunuzu arayın veya derhal tıbbi yardım isteyin.
  • Düşük kan şekeri (hipoglisemi). Kan şekeri seviyenizin hedef aralığınızın altına düşmesi, düşük kan şekeri (hipoglisemi) olarak bilinir. İnsülin de dahil olmak üzere kan şekerinizi düşüren ilaçlar alıyorsanız, kan şekeri seviyeniz öğün atlamak ve normalden daha fazla fiziksel aktivite yapmak gibi birçok nedenden dolayı düşebilir. Düşük kan şekeri, pankreasınız tarafından insülin salgılanmasını destekleyen çok fazla insülin veya fazla miktarda glikoz düşürücü ilaç alırsanız da oluşabilir. Kan şekeri seviyenizi düzenli olarak kontrol edin ve terleme, titreme, halsizlik, açlık, baş dönmesi, baş ağrısı, bulanık görme, kalp çarpıntısı, sinirlilik, konuşma bozukluğu, uyuşukluk, kafa karışıklığı, bayılma ve nöbetler gibi düşük kan şekeri belirtileri açısından kendinizi izleyin. Düşük kan şekeri, meyve suyu veya glikoz tabletleri gibi hızla emilen karbonhidratlarla tedavi edilir.

Diyabet Tedavisinde Yaşam Tarzı Değişiklikleri ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Diyabet ciddi bir hastalıktır. Diyabetin dikkatli yönetimi, ciddi - hatta yaşamı tehdit eden - komplikasyonların oluşma riskini azaltabilir.

  • Sağlıklı yiyecekler seçin ve sağlıklı bir kiloyu koruyun. Fazla kiloluysanız, prediyabet veya tip 2 diyabetiniz varsa, vücut ağırlığınızın sadece %5'ini kaybetmek kan şekeri kontrolünüzde fark yaratabilir. Sağlıklı bir diyet, bol miktarda meyve, sebze, yağsız protein, kepekli tahıllar ve baklagiller ile sınırlı miktarda doymuş yağ içeren bir diyettir.
  • Fiziksel aktiviteyi günlük rutininizin bir parçası haline getirin. Düzenli egzersiz, prediyabet ve tip 2 diyabetin önlenmesine yardımcı olabilir ve halihazırda diyabeti olanların daha iyi kan şekeri kontrolü sağlamasına yardımcı olabilir. Haftanın çoğu günü, tempolu yürüyüş gibi en az 30 dakikalık orta dereceli egzersiz önerilir. Haftada en az 150 dakika orta düzeyde aerobik aktivite yapmayı hedefleyin. Uyanıkken en az 30 dakikada bir ayağa kalkıp birkaç dakika hareket etmeye çalışın.
  • Diyabet hastası olduğunuzu belli edecek eşyalar taşıyın. Şeker hastalığınız olduğunu söyleyen bir etiket veya bilezik takın. Acil bir durumda kan şekeri düşüklüğü olması durumunda yakınınızda bir glukagon kiti bulundurun ve arkadaşlarınızın ve sevdiklerinizin bunu nasıl kullanacaklarını bildiklerinden emin olun.
  • Yıllık fiziksel ve düzenli göz muayeneleri planlayın. Düzenli diyabet muayeneleriniz, yıllık fizik muayene veya rutin göz muayenelerinin yerini almaz. Fizik muayene sırasında doktorunuz diyabetle ilgili herhangi bir komplikasyon arayacak ve diğer tıbbi sorunları tarayacaktır. Göz doktorunuz retina hasarı, katarakt ve glokom belirtilerini kontrol edecektir.
  • Gereken aşılarınızı yaptırın. Yüksek kan şekeri bağışıklık sisteminizi zayıflatabilir. Her yıl grip aşısı olun. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), daha önce hepatit B'ye karşı aşılanmadıysanız ve 19 ila 59 yaşları arasında tip 1 veya tip 2 diyabetli bir yetişkinseniz, şu anda hepatit B aşısı yaptırmanızı önermektedir. En son CDC kılavuzları, tip 1 veya tip 2 diyabet teşhisi konulduktan sonra mümkün olan en kısa sürede aşılama yapılmasını önerir. 60 yaşında veya daha büyükseniz, şeker hastalığınız varsa ve daha önce aşı yaptırmadıysanız sizin için uygun olup olmadığı konusunda doktorunuzla konuşun.
  • Ayaklarınıza dikkat edin. Ayaklarınızı her gün ılık suyla yıkayın. Özellikle parmak aralarını nazikçe kurulayın. Ayaklarınızı her gün kabarcık, kesik, yara, kızarıklık veya şişlik açısından kontrol edin. Ağrınız varsa doktorunuza danışın.
  • Tansiyonunuzu ve kolesterolünüzü kontrol altında tutun. Sağlıklı yiyecekler yemek ve düzenli egzersiz yapmak, yüksek tansiyon ve kolesterolü kontrol etmede size yardımcı olabilir. Bazı durumlarda ise ilaç kullanmanız gerekecektir.
  • Dişlerinize iyi bakın. Diyabet sizi daha ciddi diş eti enfeksiyonlarına yatkın hale getirebilir. Günde en az iki kez dişlerinizi fırçalayın. Tip 1 veya tip 2 diyabetiniz varsa, düzenli diş muayeneleri planlayın. Diş etleriniz kanarsa veya kırmızı, şişmiş görünüyorsa hemen diş hekiminize danışın.
  • Sigara içmeyin. Sigara içmek çeşitli diyabet komplikasyonları açısından riskinizi artırır. Diyabetli sigara içenlerin kardiyovasküler hastalıktan ölme olasılığı, diyabetli sigara içmeyenlere göre daha fazladır. Sigarayı bırakmanın veya diğer tütün türlerini kullanmayı bırakmanın yolları hakkında doktorunuzla konuşun.
  • Alkol kullanımını azaltın. Alkol, ne kadar içtiğinize ve aynı anda yemek yemenize bağlı olarak yüksek veya düşük kan şekerine neden olabilir. İçmeyi seçerseniz, kadınlar için günde bir, erkekler için günde iki içkiyi yemekle birlikte tüketin. İçtiğiniz herhangi bir alkolün içerdiği karbonhidrat miktarını günlük karbonhidrat sayımınıza dahil etmeyi unutmayın. Ve yatmadan önce kan şekerinizi kontrol edin.
  • Stresi ciddiye alın. Vücudunuzun uzun süreli strese tepki olarak üretebileceği hormonlar, insülinin düzgün çalışmasını engelleyebilir. Bunun sonucunda kan şekerinizi yükselebilir ve stres seviyeniz artabilir. Gevşeme tekniklerini öğrenin. Ve bol bol, düzenli uyuyun.

Diyabet Önlenebilir Mi?

Tip 1 diyabet önlenemez. Bununla birlikte, prediyabet, tip 2 diyabet ve gestasyonel diyabet için sağlıklı yaşam tarzı seçimleri, bu hastalıkları önlemeye yardımcı olabilir:

  • Sağlıklı yiyecekler tüketin. Yağ ve kalorisi düşük, lif oranı yüksek yiyecekleri seçin. Meyve, sebze ve kepekli tahılları tüketin. .
  • Daha fazla fiziksel aktivite yapın. Haftanın çoğu gününde yaklaşık 30 dakika orta düzeyde aerobik aktiviteyi veya haftada en az 150 dakika orta düzeyde aerobik aktiviteyi hedefleyin.
  • Fazla kilolardan kurtulun. Fazla kiloluysanız, bu kilolarınızı vermeniz diyabet geliştirme riskinizi azaltabilir. Ancak hamilelik sırasında kilo vermeye çalışmayın. Hamilelik sırasında ne kadar kilo almanızın sağlıklı olduğu konusunda doktorunuzla konuşun. Kilonuzu sağlıklı bir aralıkta tutmak için yeme ve egzersiz alışkanlıklarınızda kalıcı değişikliklere odaklanın. Daha sağlıklı bir kalp, daha fazla enerji gibi kilo vermenin faydalarını hatırlayarak kendinizi motive edin.

Şeker Hastalığı (Diyabet) Nedir? Belirtileri ve Tedavisi Hakkında Bizimle İletişime Geçin

Adınız Soyadınız
Telefon Numaranız
Email Adresiniz
Şehir
Mesajınız
6698 sayılı KVKK hakkında bilgilendirmeyi okudum; hizmet sunumu ve anlatımı için iletişim bilgilerimin kullanılmasına izin veriyorum.

İlginizi Çekebilir

Doktora Soru Sormak İçin Tıklayınız Hemen Randevu Almak İçin Tıklayınız