Osteoporoz; geç yetişkinlik döneminde kendini göstermeye başlayan, kemiklerin gücünü yitirmeye başladığı ve ortalama bir yetişkinden daha hızlı ve kolay kemik kırılmasına yol açma ihtimalini doğuran bir kemik rahatsızlığıdır. Terminolojisine baktığımızda, Osteoporoz kelime anlamı olarak 'delikli kemikler' şeklinde tanımlanabilir. Osteoporozun ortaya çıktığı nokta, kemik, kalsiyum gibi mineralleri vücudun değiştirebileceğinden daha hızlı kaybetmesiyle oluşmaktadır. İleri evrelerde kemikler daha az yoğun halde olduğundan, güçlerini kaybederler ve daha kolay kırılma eğiliminde olurlar. Osteoporoz tüm ırklardan erkekleri ve kadınları etkilese de, spesifik olarak kadınlar ve menopozu geçmiş kadınlar yüksek risk kategorisi altında yer almaktadır.
Osteoporoz spesifik bir ağrıya veya semptomlara neden olmaz. Ancak ciddi veya güçten düşürücü kırık riskini artırır. Özellikle erken dönem osteoporoz başlangıcında ayırt edici herhangi bir semptom görülmez. Ancak kemikleriniz osteoporoz nedeniyle güç kaybettiğinde, aşağıdaki belirtilerin görülme ihtimali olabilir:
Oral olarak enjekte edilen Prednizon ve kortizon kortikosteroid ilaçların uzun süreli kullanımı, kemiğin yeniden şekillenme sürecini aksatır. Özellikle aşağıdaki ilişkili hastalıkların ilaçlarıyla etkileşime girdiğinde hastalığın ilerlediğini gözlemleyebiliyoruz:
Omurga çıkığı veya kalçadaki kemik kırıkları, osteoporozun en çok görülen komplikasyonlarıdır. Düşme ve yaralanmalar kalça kırılmasına neden olmakla beraber, süreçten sonraki ilk sene tekrarlanan düşme veya çıkma durumunda, kalıcı bir sakatlığa ya da ölüm riskine kadar götürebilmektedir.
Omurga kırıkları sadece düşme veya darbeyle oluşmamaktadır. Çökme noktasını bulan, aşırı zayıflamış kemik yapısı kırık olmadan da kendini gösterir. Bir yandan sırt ağrısına, bir yandan da boy kaybı, kambur duruş gibi günlük faaliyeti kısıtlayıcı noktalara temas eder.
Sorunun tanısının konulabilmesi için doktorunuz tıbbi geçmişinizi analiz etmek isteyebilir. Kan ve idrar testi de kemik ölçümü yapabilmek için gerekli olacaktır. Ayrıca kemik yoğunluğunuzu ölçebilmek adına, doktorunuz test isteyebilir.
Kemik dansitometrisi veya çift enerjili X-ışını absorpsiyometsisi(DEXA) testleri sorunun teşhisi için yapılan testlerdir. X-ışınları bileklerinizdeki, kalçalarınızdaki veya omurganızdaki kemik yoğunluğunu ölçmek amaçlı yapılan bir tedavi yöntemidir. Genellikle belirttiğimiz kalça ve omurga gibi belirli bölgelerdeki kemiklerin kontrolü sağlanır. Düşük seviyede X-ışını verilir ve ağrısız bir işlemdir.
Kemik mineral yoğunluğu (BMD), eş cinsiyette en yüksek kemik kütlesine sahip, farklı bir genç yetişkininkiyle karşılaştırılır. BMD ölçümlerinin sonucunun düşük olması; -bilimsel olarak, genç yetişkin ortalamasına oranla 2,5 standart sapma daha düşükse-Trend Sağlık Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, hastaya osteoporoz teşhisi konmasını doğrular. Kemik kaybı kategorileri dörde ayrılır; normal ve tepe kemik kütlesine sahip olunmayan hasta, erken evrelerde osteopeni veya ‘’ düşük kemik kütlesi’’ olarak adlandırılan kategoride yer alacaktır. Sonraki kategori osteoporozdur, en uç kategori ise şiddetli osteoporozdur (yerleşmiş, kronikleşmiş osteoporoz).
Osteoporoz teşhisi konduktan sonra, doktorunuz gerekli tedavi ilaçlarını size yazacaktır. Bunun dışında, yaşam kalitenize olumlu yönde şekil verecek adımlar atmanızı isteyebilir ve kemik kırılmasına sebebiyet verebilecek herhangi bir durumdan kaçınmanıza özen göstermenizi bekleyebilir. İlaçlar sayesinde de kalsiyum ve D vitamini eksikliğiniz de giderilmiş olacaktır.
Kesin ve kalıcı bir tedavi biçimi olmayan Osteoporoz için, alternatif tedavi yöntemi olarak kemiklerinizi korumanız ve güçlendirmeniz önerilir. Diyet ve kas yönetimini etkin çalıştırabileceğiniz egzersiz hareketleri ve ilaçların takviyesiyle kemik üretiminiz daha etkin olacaktır. Beslenme sisteminizi kalsiyumun yüksek olduğu oranlara çekip, bu tedavi yöntemleriyle beraber kemiğin büyümesi mümkün kılabilirsiniz. Bunun yanında, bu sorunu yaşayan hastalar normal bir yaşam sürdürebilmektedirler. Kalıcı bir çözüm olmasa da, ilaçlar ve yaşam döngünüzü evirmeniz sayesinde, günlük rutin faaliyetlere kısıtlamalar olmadan devam edebileceğiniz saptanmıştır. Doktorun önerdiği diyet ve egzersiz gibi alternatif önerileri de, kullanacağınız ilaçlarla beraber önemsemeniz hastalığın ilerlememesine katkı sağlayacaktır.