TR
ENARFA RU
INTERNATIONAL PATIENTS

OMURİLİK TÜMÖRÜ BELİRTİLERİ, TANI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Omurilik Tümörü Belirtileri

Omurilik, merkezi sinir sisteminin en kritik elemanlarından birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bölgenin vücutta meydana gelebilecek her türlü fonksiyonu ileten sistem olduğu da göz önüne alınırsa, semptomlar bakımından oldukça geniş bir yelpazeden söz etmek mümkündür. Omurilik ve omurgada ortaya çıkan tümörlerin bölgesel belirtileri gece boyunca hissedilen şiddetli ağrı olarak karşımıza çıkmakla beraber hissedilen bu şiddetli ağrı özellikle genç yaştaki hastaları etkisi altına almaktadır. Nadiren karşılaşılan bir yan etki olarak da beyin omurilik suyunun tümör tarafından engellenmesi sonrası ortaya çıkan mental rahatsızlıklar söylenebilir. Bunun dışında gözlemlenen yan etkiler tamamen tümörün, omuriliğin hangi lokasyonunda yer aldığıyla alakalıdır.

Geceleri Yoğun Hissedilen Sırt Ağrıları

Kişinin dinlenmeye başlamasına rağmen geçmeyen sırt ağrıları ve nadiren de karın ağrıları omurilik tümörlerinin en çok rastlanan belirtilerinden bir tanesidir. Özellikle genç yaştaki hastalarda doğrudan omurilik tümörü şüphesinin ortaya çıkmasına sebep olan bu ağrıların dinlenmeyle geçmesi mümkün değildir. Çoğu zaman tümörün lokasyonundan bağımsız tüm sırt bölgesine yayılan bu ağrılar oldukça şiddetli olarak tarif edilmektedir. Ağrı şikâyeti doğrudan tümör belirtisi olmadığından dolayı bu şikayetle başvuran hastalara, olması daha muhtemel sebepler için testler uygulansa da ağrının kaynağı belirlenemediği takdirde omurilik tümörü şüphesiyle MR yapılmaktadır.

Sıcak ve Soğuğa Karşı Hissizleşme

Vücutta sıcağa ve soğuğa ne tür tepkilerin verileceğini belirleyen organ beyindir. Duyu organlarından alınan sıcak – soğuk bilgilerinin elektriksel mesajlara dönüştürülerek beyine aktarılmasından sorumlu olan ise santral sinir sisteminin elemanı omuriliktir. Omurilikte, özellikle sinir uçları kaynaklı ortaya çıkabilecek tümörler bu bilgi akışının engellenmesine sebep olabilirler. Kişiler, sıcak ve soğuğa karşı tamamen duyarsız hale gelirler. Bu his yoksunluğunun vücudun hangi bölgesinde gözlemlendiğinin teşhis edilmesi kaba şekilde konulacak tanı için gereklidir. Hastanın vücuduna sıcak – soğuk testleri yapılarak tümör gelişiminin hangi omurlar arasında yer aldığının saptanması mümkündür. Sonrasında ise MR ve biyopsi gibi yöntemler aracılığıyla tümörün niteliğinin belirlenmesi gerekmektedir.

Yürümede Düşme Noktasına Gelecek Kadar Zorlanma

Yürüme eylemi motor yeteneklerden en temel olanıdır. Bu eylemin gerçekleşmesi için beyin bölgesinden gönderilen sinyal ilgili kasların üzerinde bulunan sinir uçlarına gönderilir. Sistemde herhangi bir sorun olmaması halinde olağan şekilde devam eden yürüme eylemi, omurilik bölgesinde ortaya çıkan tümör yapısının sinir uçlarını baskılaması yüzünden sekteye uğrayabilir. Tümör çapının sinir uçlarını baskılayacak boyutlara ulaşması acil müdahale gerekliliğini de beraberinde getirir. Omurilik tümörleri yüzünden kaybedilen ve kaybedilmesi kalıcı hale gelen becerilerin ameliyatla tekrar kazanılması mümkün olmadığından, yürümede problem çıkması doğrudan müdahale edilmesi gerekliliğini doğurmaktadır.

Kollarda, Bacaklarda ve Eklem Noktalarında His Yoksunluğu

Duyu organlarından alınan verilerin elektrik sinyallerine çevrilerek beyine gönderilip yorumlanması vücudun normal haliyle yaptığı en temel işlevlerin başında gelmektedir. Omurilik tümörlerinin omur bölgesinde gelişerek sinir sistemini ve hissetme ile alakalı sinir uçlarını etkilemeye başlamasıyla vücudun çeşitli bölgeleri için his yoksunluğunun oluşması muhtemel etkiler arasında yer almaktadır. Tümör çapının zaten dar olan omur içi bölgeyi iyice baskılaması beraberinde acil müdahale gerekliliğini de doğurur. Kaba tanının konulabilmesi amacıyla alttan başlayarak ilerleyecek şekilde iğne batırma testleri uygulanır. Hangi bölgeden sonra hissizleşmenin meydana geldiğinin tespit edilmesi aynı zamanda tümörün hangi omurlar arasında geliştiğinin de ortaya çıkmasını sağlar. Sonrasında çekilen MR ve yapılan biyopsi ile tümörün niteliği belirlenerek müdahale edilir.

Omurgada Şekil Bozuklukları

Omurilik tümörleri ve omurga tümörleri, oluştukları bölge açısından farklılık gösterirler. Birbirlerine yakın olmaları ve aşağı yukarı aynı tıbbi sürecin parçaları olmalarından dolayı sıkça karıştırılırlar. Omurgada ortaya çıkan tümörlerin, omurilikte ortaya çıkan tümörlere göre belirti farklılıklarının başında omurganın yapısında meydana gelen şekil bozuklukları gelmektedir. Bilindiği üzere omur kemiklerinin bir kısmı birbirinden bağımsız çalışırken bir diğer kısmı da birbirine yapışık halde çalışmaktadır. Bu bağımsız yapıların aralarında gelişecek omurga tümörleri yüzünden omurganın genelinde şekil bozukluklarının ortaya çıkması muhtemeldir.

Vücudun Çeşitli Bölgelerinde İnmeler

İnme yani daha çok bilinen adıyla felç doğrudan sinir sistemini ilgilendiren bir hastalıktır. Bu hastalığın sebebi ilgili bölgede bulunan sinir uçlarına elektrik sinyallerinin iletilemiyor oluşudur. Omurilik tümörleri doğrudan santral sinir sistemini etkisi altına alarak baskıladığı için ileri seviye tümörlerde vücudun tamamına veya belli bir lokasyonuna felç inmesi gibi durumlar söz konusu olabilmektedir. Omurilik tümörleri yüzünden gerçekleşen felç vakalarında ne yazık ki ameliyattan sonra geri dönüş yani iyileşme mümkün değildir. Çok uzun sürelerde çok az iyileşmeler gerçekleştiği için bu hususta dikkat edilmesi gereken husus, tümör felç aşamasına gelmeden önce doktora başvurulması ve gerekli testlerin yaptırılmasıdır.

Boyun Bölgesinde Sürekli Ağrı

Boyun bölgesinde sürekli olarak görülen ağrıların sebebi omurgada meydana gelen şekil bozuklukları olmaktadır. Omurgada meydana gelen şekil bozukluklarının temel sebebi kötü oturuş pozisyonu, yatma pozisyonu ve omurganın olağan şekline zarar verebilecek travmalar olsa da bazı durumlarda bu şekil bozukluklarının sebebi tümör oluşumları olabilmektedir. Özellikle sırt değil de boyun bölgesinde görülen ağrının temel sebebi omurganın üst taraflarında ortaya çıkan tümör oluşumlarıdır. Bulunduğu bölgenin beyin sapına yakın olmasından dolayı dikkatlice incelenmesi ve eğer gerekiyorsa ameliyat edilmesi gereken bölgelerin başında, omurganın ve doğal olarak omurilik yapısının üst tarafları gelmektedir. Tümör kaynaklı ağrılar genelde dinlenme pozisyonundayken artmakta, dinlenmek ağrının ortadan kalkması için yeterli olmamaktadır. Ayrıca gece vakitlerinde artan şiddetteki ağrı için mutlaka doktora tümör şüphesiyle başvurulmalıdır.


Omurilik Tümörü Tipleri

Omurilik tümörlerini daha kolay incelemek amacıyla türlere ayırmak ve kaynaklarına göre tasnif etmek mümkündür. Omurilik, omurga tarafından korunur ve kapalı bir kutuyu andırır. Bu bölgede ortaya çıkan tümörler de kaynağına göre ayrılırlar. Bunlardan birincisi ekstradural yani dış kaynaklı; ikincisi ise intradural yani iç kaynaklı tümörlerdir. Omurga ve omurilik bölgesi için karşılaşılan vakalar istatistiksel olarak incelendiğinde bölgedeki kanser vakalarının yüzde elli beşi ekstadural (dış kaynaklı) iken; yaklaşık olarak yüzde kırk beşi intraduraldır (iç kaynaklı).

Ekstradural Omurilik Tümörleri

Omurilikte görülen tümörlerin yaklaşık olarak yüzde elli beşini oluşturan ekstradural tümörler kendi içlerinde de metastatik ekstradural tümörler ve primer spinal tümörler olmak üzere ikiye ayrılır. Ekstradural olarak adlandırılan tümörlerin büyük bölümünü metastatik ekstradural tümörler oluşturur. Tümörler genelde iyi huylu olarak gözlemlenirler. Gelişim süreçleri, intradural tümörlere göre daha yavaştır. Bu durum da teşhis ile tedavi arasında hem cerrahlara hem de hastalara zaman kazandırır. Ekstradural tümörler sonucu görülen semptomların büyük bir bölümü, oluşan tümör yapılarının, omurilik içerisinde bulunan nöral yapılara baskı oluşturması sonucu ortaya çıkar. Genel olarak hangi bölgede yerleşirse yerleşsin bazı temel semptomların görülmesine sebep olsa da servikal yani boyun bölgesinde yerleşen ekstradural tümörler ağrı, kuvvet kaybı ve astrofi gibi belirtiler ortaya çıkarır. Omurilik suyunun engellenmesi sonucu hidrosefali gibi bir semptom nadiren de olsa gözlemlenir.

Metastatik ekstradural tümörler genel olarak şu özellikleri barındırırlar:

·        Metastaz, kanser hücrelerinin kan dolaşımını kullanarak başka bölgelere yayılım göstermesini ifade eden süreçtir. Çok kompleks bir süreç olmasından kaynaklı olarak görülme sıklığı nadirdir. Kansere bağlı ölümlerin çok büyük bir bölümü metastaz kaynaklı olduğundan dolayı, üzerinde ciddi olarak durulması gerekir.

·        Omurilik bölgesinde metastatik tümör olarak adlandırılan yapılar genelde akciğer, meme, prostat, böbrek, tiroid, gastrointestinal sistem ve lenfoma kaynaklıdır.

·        Cinsiyet olarak incelendiğinde ise, omurilik bölgesinde metastatik olarak sınıflandırılan tümörlerin ortaya çıkış sebebi erkeklerde prostat ve akciğer; kadınlarda ise meme ve akciğer olarak kategorize edilebilir.

·        Metastatik tümörler altıya dört oranında erkeklerde daha sık gözlemlenirler.

·        Omurilik bölgesinin genelinde görülme riski bulunsa da en çok bel ve sırt bölgesinde ortaya çıkarlar.

·        Metastatik ekstradural tümörlerin en belirgin semptomları kuvvet kaybı, sfinkter kas problemleri ve duyu kaybı olarak sıralanabilir.

·        Cerrahi yöntemle tümör dokusunun tamamı ortadan kaldırılamaz ise yardımcı tedavi olarak radyoterapi de kullanılabilir.

Primer spinal tümörler, ekstradural tümörler sınıfında incelenirler. Ekstradural tümörlerin taşıdığı çoğu özelliği bünyelerinde barındırmalarına rağmen ekstra olarak ise şu özellikleri taşırlar:

·        Metastatik ekstradural tümörlere göre rastlanma sıklığı çok düşüktür.

·        Vakanın yaşı ile tümörün huyu arasında bağlantı mevcuttur. Yirmi bir yaş altındaki hastalarda genelde iyi huyludurlar. Bu yaşın üstünde kötü huylu olma ihtimalleri daha yüksektir.

·        Cerrahiyle tümör yapısının tamamen alınamaması halinde radyoterapi ve kemoterapi ek tedavi yöntemleri olarak kullanılabilir.

İntradural Omurilik Tümörleri

İntradural omurilik tümörleri çok çeşitli tiplerde varlık gösterebilirler. Bu tümörlerin çok az bir bölümü dış kaynaklıdır. Yani doğrudan omurilik yapısının içinde gelişim gösterirler. Gelişim süreçleri akut yani hızlı olarak tanımlanır. Bu durum teşhis ile tedavi arasındaki sürenin kısa olmasına sebep olur. Sürenin kısa olmasından dolayı tedavileri ciddi derecede uzmanlık gerektirir. Omurilik tümörlerinin geneli gibi intradural tümörler de genelde iyi huyludur. En belirgin semptomu şiddetli ve dinlenme ile geçmeyen, geceleri artan ağrıdır. İntradural tümörlerin ileri evrelerinde semptom olarak seksüel yetersizlikler de gözlemlenir. Tedavi yöntemi ilk tercih olarak cerrahidir. Cerrahi yöntem ise laminektomi adı verilen, intradural tümörlerin tedavisinde kendini kanıtlamış bir yöntem ile icra edilir. Tümörün kötü huylu olması durumunda ise cerrahi yönteme ek olarak radyoterapi de uygulanır. İntradural omurilik tümörleri ikiye ayrılır.

1- İntradural ekstramedüller omurilik tümörleri

·        İntradural ekstramedüller omurilik tümörlerinin yaklaşık yüzde doksanı iyi huyludur ve cerrahi yöntem olarak mikro cerrahi kullanılır.

·        Kendi içinde nörofibroma/schwannoma ve menengioma olarak ikiye ayrılır.

A- Nörofibroma / Schwannoma

·        Tümörün kaynağı schwan hücreleridir.

·        İntradural tümörler içerisinde sık rastlanan tümör tiplerinden bir tanesidir.

·        Genelde otuzlu ve ellili yaşlar arasında vaka verir.

·        Diğer bölgelerde ortaya çıksa da en çok sırt bölgesinde gözlemlenir.

·        İntradural tümörlerde gözlemlendiği gibi yüzde doksan oranında iyi huyludur.

·        İçinde bulunduğu kategorinin aksine yavaş gelişim gösterir.

·        İlk ve belirgin semptom şiddetli ağrıdır.

B- Menengioma

·        İnstadural ekstramedüller tümörler arasında her on vakadan yedisi menengiomadır.

·        Ellili ve altmışlı yaşlarda sıkça rastlanır. Vakaların cinsiyet dağılımı ise genelde kadın ağırlıklıdır.

·        Sırt, boyun ve bel bölgelerinde sıkça rastlanan bu tümör tipinin kadın vakalarda en sık yerleştiği bölge ise sırttır.

·        İntradural tümörlerde olduğu gibi ilk ve belirgin semptom şiddetli ağrıdır.

·        Cerrahi yöntemler ile tümör yapısı tamamen temizlenebildiğinden ötürü tekrarlama olasılığı çok düşüktür.

·        Cerrahi yöntemin büyük başarılarla icra edilmesinden ve tümörün tamamen çıkarılıyor olmasından dolayı radyoterapi ve kemoterapi uygulaması neredeyse hiç kullanılmaz.

2- İntradural intramedüller omurilik tümörleri

Sık rastlanan üç tanesine ek olarak altı tipi daha bulunur. Özellikleri verilmeyenler ise dermoid, epidermoid, teratoma, oligodendrioglioma, ganglioglioma ve lipomlar olarak sıralanabilir.

A- Epandinom

·        Vakaların genelde otuzlu ve kırklı yaşlarda oldukları saptanmıştır.

·        Erkeklerde, kadınlara göre daha sık gözlemlenirler.

·        Genelde bel ve boyun bölgesinde oluşurlar.

·        İntradural tümörlerde olduğu gibi ilk ve en belirgin semptom şiddetli ağrı, ikinci belirgin semptom ise kuvvet kaybıdır.

·        Tüm intradural intramedüller omurilik tümörü vakalarının yüzde otuz beşi epandinom tipi tümörlere sahiptir.

B- Astrositom

·        Tüm intradural intramedüller omurilik tümörü vakalarının yüzde kırk beşi astrositom tipi tümörlere sahiptir.

·        Genç yaşlarda sıkça rastlanan tümör tipidir.

·        Erkeklerde, kadınlara oranla daha sık rastlanırlar.

·        Yerleşim yeri genelde sırt ve boyun bölgesidir.

·        İntradural tümör tiplerinin hepsinde olduğu gibi ilk ve belirgin semptomu şiddetli ağrıdır.

·        Vakalar istatistiksel olarak incelendiğinde, her üç iyi huylu astrosistom tümörüne karşılık bir tane kötü huylu astrositom tümörünün varlığı söz konusudur.

·        Bulunduğu bölgenin narin olmasından dolayı cerrahi yöntemle tümör tam olarak çıkartılamaz. Bu sebepten dolayı, cerrahi yönteme ek olarak radyoterapi de kullanılır.

C- Hemanjioblastom

·        Genelde iyi huylu tümör tipleridir.

·        Hastaların sırt ve boyun bölgesinde ortaya çıkarlar.

·        Kırk yaşın altındaki hastalarda, üstündeki hastalara göre daha sık karşılaşılırlar.


Omurilik Tümörü Tanısı

Omurilik tümörü şüphesinin ortaya çıkmasından sonra hastanın doktora başvurmasıyla beraber, çeşitli teşhis yöntemlerinin kullanımı gerçekleşir. Teşhisin ilk yapılması kaba tanı olarak adlandırılır ve semptomlara bağlı çıkarımlar ilk muayenede yapılır. Sonrasında ise MR ile tümörün varlığı saptanır. Teşhis için kullanılan en iyi yöntem MR’dır. Tümör yapısının kemiklerle olan bağlantısının incelenmesi için ise tomografi tekniği kullanılır. Kanserinin türünün ve huyunun tam olarak saptanabilmesi yani ince teşhisin yapılabilmesi için ise histopatolojik inceleme yapılır. Tümör yapısından alınan parça, mikroskop altında incelenir.

Omurilik Tümörü Belirtileri, Tanı ve Tedavi Yöntemleri Hakkında Bizimle İletişime Geçin

Adınız Soyadınız
Telefon Numaranız
Email Adresiniz
Şehir
Mesajınız
6698 sayılı KVKK hakkında bilgilendirmeyi okudum; hizmet sunumu ve anlatımı için iletişim bilgilerimin kullanılmasına izin veriyorum.
Doktora Soru Sormak İçin Tıklayınız Hemen Randevu Almak İçin Tıklayınız